23 Nisan 2009 Perşembe

Ben, herkes kadar hic kimseyim senin icin.

Ben, herkes kadar hiç kimseyim senin için.
Sen, hiç kimse kadar herkes.

Senden geçemeyen aklım, kendinden geçti. Kendime gelemiyorum senden.

Denedim. Meyletsin diye gönlüm başka yere. Düşsün diye gündemimden adın. Yıkılsın diye, dört başı mamur ümitsiz umutlarım. Yanıldım. Yanmışken oysa, tekrar nasıl yanardım.

Dil’de sûz, yolda iz. Nere gitsem bir başıma sonu çıkmaz.
Dönüp durunca kendi etrafımda, döndüm ve olmadığın halde geldim. İçimde bir kız çocuğu ağlıyor terkettiğim, cam fanuslar yıkılıyor sanki beynimin boşluğunda. Neresinden tutsam kalbimin ellerim kesiliyor. Aşkın yaşıyor, kalbim kan kayıplarında. Aranıyor..
Aşktan ölmekten daha çok acı verir aşkı öldürmek. “En leylim gecede ölesin tutmuş”sa, her gece leylim bana, her gece Leyla’yım sensiz.
Bir peri değilim, kuş da değilim kanatlarım yok. Ki olsa kırık dökük kalırdım. İnsanım altı üstü. Her yerim hasret. Hasretin kördüğümdür hayatıma dolanan.
Oysa ben, vaktimi gözlerinden bahsetmekle geçirmek istiyordum. Hani o bakınca, varlığımın anatomisini ayaklarının altına seren; sen bilmeden, ağlamaklı bir sevincin hücrelerime kadar sokulduğu gözlerinden.
Gamzene başkası dokunuyorsa, nereden bileceksin, gülüşüne bin gülüşü feda edeceğimi..



Aşk-ı Yunus'dan

Hiç yorum yok: